Karaman Kadın Birlikteliği Karamanlı Kadınların Sesi Oldu
Karaman Kadın Birlikteliği, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle bir program düzenledi.
Karaman Kadın Birlikteliği, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle bir program düzenledi.
Programa, Karaman Kadın Birlikteliği'nin yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Karaman Kültür ve Eğitim Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği, ÇYDD, TEMA, EĞİTİM-İŞ, Özel Eğitime Muhtaç Çocukları Koruma Derneği ve
Türkiye Yardımseverler Derneği üyeleri katıldı.
Cumhuriyet Parkı'nda düzenlenen programda, Karaman Kadın Birlikteliği adına bir basın açıklaması yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Karaman Şube Başkanı Ülkan Şanlıtürk, kadının sosyal hayatta, siyasette ve her alanda eşitliğini savunmak, emeğinin sömürülmesine, yaşam hakkının ve özgürlüğünün elinden alınmasına tepkilerini göstermek ve Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ve minnetllerini bir kez daha sunmak için toplandıklarını belirterek şunları söyledi;
'' Bugün, Dünya’nın her yerinde kadın – erkek eşitsizliğine karşı mücadele verenlerin günüdür. Bugün, yaklaşık yüz elli yıl önce 129 kadının, emeği sömürülen kadınlar adına başlattıkları direniş mücadelesinin onur meşalesidir. Bu meşale asla sönmeyecektir. Bu olay kadınların mücadelesinde bir mihenk taşıdır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk yeni bir ülke yaratırken, kadınlarımızın toplumsal yaşamın her alanında etkin bir şekilde yer almasını istemiş ve bununla ilgili olarak çok önemli adımlar atmıştır. Dünyanın pek çok ülkesinde kadınların seçme ve seçilme hakkı yokken ülkemizde bu hak kadınlarımıza 1934 yılında Atatürk tarafından verilmiştir. Yine aynı dönemde Medeni Kanunun çıkarılması ve benzer uygulamalarla kadın toplumsal yaşamın içine çekilmiştir. Bu yüzdendir ki Cumhuriyet aynı zamanda bir kadın devrimidir. Günümüzde ise kadına yönelik olarak tehdit, sindirme, taciz , baskı ve sömürüden başka bir yaşam alanı kalmamıştır. Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan kadın cinayetleri önlenemediği gibi bu cinayetleri işleyenlere iyi hal indirimleri yapılarak tolerans tanınmıştır.
Ve en önemlisi İstanbul sözleşmesinden çıkılmasi medeni yasada kadın aleyhine yeni düzenlemeler hazırlanması kazanılmış hakların dahada kaybedilecegi kaygısı yaratmıştır.
Ayrıca kadın istihtaminin gerilediği kayıt dışı kadın iş gücünün sömürüldügü, karar mekanizmalarında eşitliğin sağlanamadığı ve kazanılmış hakları kaybedilmekte oldugu bir eksen kayması da yaşanmaktadır,
Başta güven içinde yaşama hakkı olmak üzere kadının ve erkeğin her alanda eşitliğinin sağlandığı demokrasi ve hukuk mücadelemiz devam edecektir.
Şiddet olaylarını tamamen önlemek belki mümkün değil ama bu olaylara toplumsal ve bireysel olarak vereceğimiz tepki mutlaka caydırıcı olacaktır, kurtarabildiğimiz her kadın, her can çok önemlidir, çünkü kadın; annedir, eştir, kız kardeştir. Kadın olmazsa vicdan olmaz, kadın olmazsa sevgi olmaz, kadın olmazsa hak , hukuk , adalet olmaz, kısaca kadın olmazsa yaşam olmaz. Kadın en büyük eğitmendir kadın bize her şeyi öğreten gerçek öğretmendir. Bugün gericiliğe karşı kadının sesini yükseltmek zorundayız, çünkü biz “ Dünyada gördüğünüz her şey kadının eseridir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün takipçileriyiz. Günümüzde Medeni Kanunu ve Laiklik ilkesini kaldırmaya yönelik uygulamaları, haremlik – selamlık durumlarını kabul etmiyoruz. 8 Mart ruhu ülkemiz ve kadınlar için karanlık bir dönemden geçerken daha anlamlıdır. Siyasal iktidar kadınların ne giymesi, nasıl yaşaması, nasıl gülmesi, kaç çocuk doğurması gerektiğine kadar her şeye karışmaktadır. Bugün Mustafa Kemal Atatürk ‘e , Cumhuriyet’e ve kadınların mücadelesine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Kadının toplumsal yaşamda , eğitim ve çalışma alanında hak ettiği yeri alması için mücadele eden bütün kurum ve kuruluşları buradan sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyoruz. Kız çocuklarımızın çocuk gelinler yapılarak bedensel ve ruhsal olarak sömürülmemesi, tacize, istismara maruz kalmaması adına hem kızlarımızı hem ailelerini güçlendiren, onlara çağdaş , laik bir eğitim olanağı sağlayan, Cumhuriyet değerlerini kız çocuklarımıza aşılayarak bu değerleri gelecek nesillere taşıma amacı güden ÇYDD’ ye , Türkan Saylan’a ve Kardelenlerine kucak dolusu sevgilerimizi sunuyoruz.
Bu gün bu birlikteliğin sağlanmasına katkıda bulunan,
CHP Kadın Kollarına
İyi Parti Kadın Politikaları Başkanlığına
Atatürkçü Düşünce Derneği Karaman Şubesine
Karkev e
Egit Der e
Eğitim İş e
Türkiye Yardım sevenler Derneğine
Özel Eğitime Muhtaç Çocukları Koruma Dernegine
Tema Vakfına
Tüm kadınlar adına şükranlarımızı sunuyoruz.
Basın açıklamamiza son verirken Çin'de toplama kamplarında Uygur kadınlarına yapılan zulmü kınıyor,acılarını yüregimizde hissettiğimizi belirtiyorum.
Karaman Kadın Birlikteligi adına katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum.''
Program sonrası, parti binasında kadın üyelerle biraraya gelen CHP Karaman Kadın Kolları Başkanı Gülsen Kayserilioğlu burada yaptığı açıklamada;
'' Sesimizi duyuran değerli basın emekçileri,
Umudun elçisi olan sevgili kız kardeşlerim,
Mücadelemize omuz veren eşitlikçi erkekler,
Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyor ve dünyanın bütün kadınlarıyla dayanışma içinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Değerli Basın Mensupları,
Yeryüzünde emekçi olmayan kadın yoktur. Kadınların üretim hayatı içinde yer almaları insanlık tarihi kadar eskidir. 19. yüzyılda sanayi devrimi ile birlikte, yeni ve ucuz işgücüne ihtiyaç duyulmuş ve böylece kadınlar ilk kez ücret karşılığı çalışmaya başlamıştır. O günlerden bu yana kadınlar, kadının insan hakları için, eşit işe eşit ücret almak için, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, insan onuruna yakışır şekilde yaşayabilmek için grevlerle, direnişlerle haksızlığa ve ayrımcılığa karşı mücadele veriyorlar.
Bundan 165 yıl önce, 8 Mart 1857 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 40 bin dokuma işçisi kadının başlattığı grev, dünya tarihini değiştirdi. İşveren tarafından fabrikaya kilitlenen direnişçi kadınlardan 129’u, çıkan yangında yaşamını kaybetti. Bu olay dünyanın her yerindeki kadınların haksızlıklara karşı direnişini örgütledi, yaşamlarıyla bedel ödeyenlerin hak mücadelesi hiç unutulmadı.
1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, ClaraZetkin’in önerisiyle, her yıl bir günün, kadınların uluslararası mücadele günü olarak kutlanması kararı alındı. Böylece 8 Mart, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak benimsendi.
Bugün, canlarıyla bedel ödeyen kız kardeşlerimizi anma günüdür.
Bugün, uğradıkları haksızlıkları kabul etmeyerek kaderlerini değiştirme iradesi gösteren bütün kadınlara saygı günüdür.
Bugün, eşitsizliklere karşı dayanışmayı yükseltme ve mücadele günüdür.
Değerli Basın Mensupları,
Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni fesih eden Erdoğan, geçen hafta Türkiye’de kadın cinayeti oranının Avrupa ülkelerinden geride olduğunu söyledi. Şu gerçeği hatırlatmak isteriz ki; 2021 yılında 217’si şüpheli olmak üzere 497 kız kardeşimiz katledildi. 497 bir sayı değildir; 497 evlattır, kardeştir, annedir, hayattan koparılan canlardır. Biz tek bir kız kardeşimizin şiddet görmesine, hayattan koparılmasına tahammül edemezken, 497 kadının ölümü ile teselli olunmasına isyan ediyoruz.
Şiddet uygulayıp mahkemelerde bahanelerin arkasına sığınan erkekler, iyi hal veya tahrik indirimleri ile ödüllendiriliyor. Kız kardeşlerimizin balkonlardan aşağı atılmasına intihar kılıfı verilmeye çalışılıyor. Katiller, cezasızlıkla ödüllendiriliyor.
Erdoğan, ısrarlı takibin suç olacağını açıkladı; “cezası da 6 ay ile 2 yıl arasında olacak” dedi. Oysaki Türk Ceza Kanunu’nun 96. maddesi ısrarlı takibi de kapsayan sistematik şiddet türleri için 2 ile 5 yıl arasında ceza öngörüyor. O halde ceza artışı yok, indirimi var!
Gün artık kanunları değil, iktidarı değiştirme günüdür. Mevcut yasalar etkin şekilde uygulansa, adalet yerini bulacaktır. Bir kez daha sesleniyoruz: Yasalara dokunma, uygula!
Değerli Basın Mensupları,
Bir diğer hayati sorunumuz da işsizlik. Peki, ülkemiz kadın istihdamında nerede? Türkiye’de her üç kadından sadece biri çalışma hayatının içinde yer alıyor. Ülkemizin en işsiz kesimi genç kadınlar, en yoksul kesimi ise yaşlı kadınlar. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, her 100 kadından sadece 17’si kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Yani kadınlar çalışma hayatına katılabilse bile daha güvencesiz çalışıyor. Kadınlar aynı işi yapan erkeğe kıyasla daha düşük ücret alıyor. TÜİK’e göre bile kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı yüzde 15,6. DİSK-AR’ın raporuna göre bu fark yüzde 20.7. Kadınların sendikalaşma oranı ise sadece yüzde 10.
Değerli Basın Mensupları,
Mevcut tablo karanlık olsa da bizler asla karamsar değiliz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir demokrasi sorunudur. Bizler, ilk seçimlerden sonra dostlarımızla birlikte cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmakta kararlıyız. Ülke sorunlarının tek bir kişinin kararıyla çözülemeyeceğini yaşayarak, bedelini çok ağır ödeyerek gördük. Bu nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistem inşa edeceğiz. Kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umutla baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülkede yaşamak, hepimizin hakkıdır. Bu amaçla bütüncül politikalar üreterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi inşa edeceğiz.
Kadına yönelik şiddeti durdurmakta kararlıyız. İktidara geldiğimizde ilk bir hafta içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya koyacağız. Uluslararası sözleşmeleri ve ulusal mevzuat hükümlerini etkili şekilde uygulayacağız. Kravat taktı, efendi durdu diyerek yapılan indirimleri kaldıracağız. Faillere caydırıcı cezalar verilmesini, cezaların seçenek yaptırımlara çevrilmemesini, infazının derhal uygulanmasını sağlayacağız.
İttifak olarak şu konuda da mutabıkız; eğitimde güçlü reformlar gerçekleştireceğiz. İlkokul birinci sınıftan itibaren eğitim müfredatına insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri koyacağız. Kız çocuklarının eğitim hakkını güvence altına alacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engelleri tek tek kaldırılacağız.
Altı liderin imzaladığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakatında, kadın istihdamıyla ilgili de önemli politikalar var. Eşit ve adaletli bir çalışma hayatı için kadınların güvenceli çalışması, eşit işe eşit ücret alması, iş-özel yaşam dengesinin kurulmasına yönelik, uluslararası standartlar doğrultusunda, gerekli düzenlemeleri yapacağız.
Kısacası; bu ülkede kadınların eşit, adil, tok, güvende ve özgürce yaşadığı bir düzeni hep beraber kuracağız. Kadınlar ve erkekler dayanışma içinde mücadele ettikçe, hayat eşitliğe doğru akacak.
Kutlu olsun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz!
Dayanışma olsun, yaşam dolsun, dünyaya barış getirsin.'' ifadelerini kullandı.